Çıplak gözle kolayca fark edilebilen gök cisimlerinin isimleri (örneğin Güneş, Ay, Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin bazıları) antik dönemlerden beri biliniyor, peki günümüz teknolojisiyle keşfedilen binlerce gök cismi nasıl adlandırılıyor?

Eski çağlarda gök cisimleri, isimlerini mitolojik efsanelerin kahramanlarından, hayvan ya da eşya adlarından, çeşitli varlıklardan alırlar ve bunlar çoğunlukla Latince, Yunanca ve Arapça kökenlidir. Merkür gezegeni, adını Yunan tanrısı, tanrıların habercisi Hermes’ten alırken, Venüs gezegeni Romalılar’ın güzellik tanrıçasından alır. Gezegen isimleri Yunanca‘dan gelirken, yıldız isimlerinin çoğu ise Arapça kökenlidir.

Eski Yunanlılar ilk yıldız haritalarını oluşturmuşlar ve gökyüzünü belli bölgelere ayırarak 48 takımyıldız ismi vermişlerdir. Bugünkü gökyüzü atlaslarının ise çeşitli biçimlerde ve büyüklükte 88 takımyıldız içerdiğini biliyoruz.

orion-takimyildizi-5714
Parlak yıldızların tamamı eski çağlarda isimlendirilmiştir ve bugün kullanılan uluslararası modern isimlerin çoğu, Arapça‘dan gelmedir.

 

Yine bugün modern bir yıldız kataloğuna ya da gökyüzü haritasına baktığımızda değişik adlandırmalarla karşılaşırız çünkü teleskobun keşfinden sonra birçok gök cismi keşfedilmiş ve bu gök cisimlerinin nasıl isimlendirileceği tartışma konusu olmuştur.

Modern İsimlendirme

Günümüzde gök cisimlerinin isimlendirilmesi ile ilgili onay yetkisi ise Uluslarası Astronomi Birliği’ne (IAU) ait. Bu tartışma ve karışıklığı önlemek için 2016 yılında yıldızlara verilen özel isimlerin IAU tarafından onaylanmış bir listesi yayımlanmıştır.

Güneş Sistemi

Güneş Sistemi’ndeki yeni keşfedilen gök cisimlerine ilk olarak geçici bir isim verilir. Keşif doğrulandıktan sonra keşfi yapan bilim insanları tarafından yapılan öneriler IAU tarafından değerlendirilerek, gök cismine resmi ismi verilir. Geçici isimde gök cisminin keşfedildiği tarihin yanı sıra gökcisminin türünü gösteren bir harf (örneğin uydular için S, kuyrukluyıldızlar için D, C, X, ya da P, gezegen halkaları için R) ve o yıl keşfedilen kaçıncı gök cismi olduğunu gösteren bir sayı yer alabilir. Gök cisminin türünü gösteren harf keşif tarihinden önce, keşif sırasını gösteren sayı ise tarihten sonra yazılır.

Yıldızlar

Yıldızların isimlendirilmesi ile ilgili ilk sistematik yöntem Johann Bayer tarafından 1603 yılında geliştirilmiştir. Bu yöntemde takımyıldızlarda bulunan yıldızlar, takımyıldızın isminin başına Yunan alfabesindeki isimler eklenerek isimlendirilir. Harfler en parlak yıldızdan başlanarak sırayla ( alfa, beta, gama, …) verilir.

the-butterfly-star-cluster-m6-celestial-image-co
M6 (Messier 6) açık yıldız kümesinin genç yıldızları…

 

Örneğin Cygnus (Kuğu) Takımyıldızı’nın en parlak yıldızı Alfa Cygni olarak isimlendirilir. Ancak günümüzde yüksek çözünürlük ve hassasiyetteki teleskoplar çok sayıda yeni yıldız keşfediyor ve bu yıldızlar parlaklıklarına ve konumlarına göre farklı kataloglarda listeleniyor.

En çok kullanılan yıldız kataloğu Annie J. Cannon’un 1911 – 1915 tarihleri arasında hazırladığı Henry Draper (HD) yıldız kataloğudur. Yıldızların sağ açıklıklarına göre sıralandığı Henry Draper (HD) yıldız kataloğu, 225 000 yıldız içerir ve her birinin tayf türü verilir. Bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı katalog ise, Hubble Uzay Teleskopu için oluşturulan Hubble Space Telescope Guide Star Catalog’dur. (HST GSC). Bu katalog 19 milyona yakın gökcismini içerir. Bunların yaklaşık 15 milyonunu yıldızlar, geriye kalanın çoğunluğunu da gökadalar oluşturur.

Değişen Yıldızlar

Değişen yıldızların adlandırması ise tümüyle kendine özgü bir sistemle oluşturulmuş ve Argelander tarafından kurulmuştır. Argelander’in sistemine göre, bir takımyıldızda keşfedilen ilk değişen yıldız, içinde bulunduğu takımyıldızın başına R harfi getirilerek adlandırılmıştır. İkinci keşfedilene S, üçüncüye T getirilir ve bu Z’ye kadar devam eder. Z’den sonra RR, RS, …, RZ, SR, SS, … SZ, …, ZZ, AA, AB, …, AZ, BB, …, BZ, …, QZ’ye kadar gider. Bazı takımyıldızlarda bu 334 tanımlama yetersiz kalmaktadır. Bu durumda, QZ’den sonra adlandırma basitçe V335, V336, … olarak devam eder.

Biraz karmaşık da olsa, değişen yıldızları adlandırmakta kullanılan yöntem budur.

Kataloglar

Yıldız kümeleri, bulutsular ve gökadaların adlandırmalarına baktığımızda, bu gök cisimleri için hazırlanmış birçok katalog olmasına karşın, özellikle amatör gökbilimciler tarafından en çok kullanılanları Messier Kataloğu ve NGC‘dir (New General Catalogue).

messier66-esa
Messier 66 (M66) Galaksisi (Telif: NASA/ESA – Hubble Miras Arşivi)…

 

Charles Messier, 1700’lü yıllarda yaşamış bir Fransız gökbilimcidir. Bir kuyrukluyıldız avcısı olan Messier, öteki gökcisimlerini, yani yıldız kümeleri, gökadaları ve bulutsuları, kuyrukluyıldızlarla karıştırmamak için bir katalog hazırlamıştır. Messier Kataloğu olarak bilinen bu katalog, 110 gökcisminden oluşuyor. Bu katalog, çoğunluğu kuzey yarıkürede yer alan bulutsu, yıldız kümesi ve gökada gibi çeşitli, en parlak gökcisimleri yer alıyor.

Aslında, Charles Messier’in amacı, bu yıldız kümeleri, bulutsular ve gökadaları gözlemek değil, kuyrukluyıldızlarla karıştırmamak amacıyla onların yerlerini belirlemekti (Çünkü, bu gök cisimleri, özellikle de küçük teleskoplarla bakıldığında kuyrukluyıldıza benzetilebilir). Messier kataloğundaki gökcisimlerinin sırası, sağ açıklık sırasına bağlı değildir. Messier onları, keşif sırasına göre numaralandırmış ve numaranın önüne bir ‘M’ harfi koymuştur. Örneğin, Andromeda Gökadası Messier Kataloğu’nda M31 olarak adlandırılmıştır.

En ünlü Messier cisimleri arasında, Ülker Açık Yıldız Kümesi M45, Herkül’deki küresel Küme M13, Orion Bulutsusu M42 vardır. Uygun gözlem koşullarında, Messier Kataloğundaki gökcisimlerinin çoğu, 7×50’lik bir dürbünle gözlenebilmektedir. 70-80 mm çaplı bir teleskoplaysa, bu gökcisimlerinin hepsi görülebilir.

NGC3590
NGC 3590 açık yıldız kümesi (Telif: NASA/ESA – Hubble)…

 

Sadece yıldız kümeleri, bulutsular ve gökadalar için hazırlanmış kataloglar arasında, Messier kataloğundan çok daha kapsamlı olanı, Danimarkalı gökbilimci John Dreyer tarafından hazırlanan NGC’dir. Adında ‘New’ yani ‘Yeni’ sözcüğü bulunmasına karşın, bu katalog 110 yıl önce hazırlanmıştır.

NGC’deki gökcisimleri, sağ açıklıklarına göre sıralanmışlardır. Başlangıçta 7.840 gökcismi içeren katalog, daha sonra yine Dreyer tarafından yeniden düzenlenerek Index Catalogues (IC) adını aldı. IC ile 13.226 gökcismi kataloglandı. NGC kataloğu, günümüzde de yeni düzenlemeleriyle kullanılmaktadır.

Özellikle de amatör gökbilimciler, Messier Kataloğu çok az gök cismi içerdiğinden, bu katalogdan sonra, NGC’yi kullanırlar. 7×50’lik bir dürbünle, NGC’de yer alan gök cisimlerinin parlak olanlarını görmek mümkün. 200 mm çaplı bir teleskopla bu katalogda yer alan gökcisimlerinin tümü görülebilir.

Novalar ve süpernovalar ise bulundukları takımyıldızların ismi ve gözlemlendiği tarihle birlikte isimlendirilmektedir.

Reyhan Çelik

Kaynak: Alp Akoğlu Bilim ve Teknik, İÜ Astronomi ve Uzay Bilimleri Ders Notları


Amacınıza en uygun ve en kaliteli teleskop ya da dürbünü, en uygun fiyata sadece Gökbilim Dükkanı‘nda bulabilir, satın alma ve kullanım sürecinde her zaman bize danışabilirsiniz
GÖKBİLİM DÜKKANI’NA GİT